Hala birçok insanın tam olarak anlamadığı, geçmiş yaşam mı ne saçma, ne reenkarnasyonu şeklinde yaklaştığı karma ve karma yasası nedir, ne değildir biraz bunu açmak istiyorum.
Karma nedir ve hayatımızı nasıl etkiler?
Karma Uzakdoğu kültürlerinde, Hinduizm’de ve Budizm’de birkaç tanımı olan bir kavramdır. Özü “ne ekersen onu biçersin” olan bir kavramdır. Temelinde sebep sonuç ilkesine dayanır. Bir bireyin zihinsel veya fiziksel bir eylemi ile bu eylemi takip eden sonuçlar arasındaki ilişkidir karma. Onların kültüründe ve dininde reenkarnasyon inanışı olduğu için kişinin şimdiki ve önceki yaşamlarındaki tüm eylemlerinin sebep sonuç zinciridir.
Karma kasıtlı eylemlerin sebep sonucu arasındaki bedel ödeme sistemidir de diyebiliriz. Birine bile isteye zarar verdiğinizde bunun sonucunda zarar görebilirsiniz. Ya da birine karşılık beklemeden yardım ettiğinizde başınızın sıkıştığı bir zamanda yardım eli bulma olasılığınız artar. Yani bir bahçeye gül tohumu ektiğinizde gül ağacınız olur, laleleriniz olmaz. Gülün dikenlerinin ne kadar yumuşak ve sert olacağı da sizin ektiğiniz tohumun niteliğine bağlıdır.
Bu psikolojik olarak da böyledir. İyi niyetle hareket ederseniz mutluluk gelir, kötü niyetle hareket ederseniz problemler gelir. Kötü ve zalim insanların uzun yıllar refah içerisinde yaşadıklarını, iyi kalpli insanların zorluklar içinde erkenden bu dünyadan göçüp gittiğini görenler için karmaya inanmak zor olabilir. Pek çok insan sadece sıkıntılı anlarında karmaya yatırım yapar. Sağlığı bozulur sadaka verir, yalnız kalır iyilik meleği olur. Ama sistem açık ve net bunları yemez. Her şeyin üzerinde bir ilahi sistem var ve aklınızdan geçenlerin iyi niyetli mi art niyetli mi olduğunu dahi görür. Yani sistemi kandıramazsın. Bu tanrıcılık oynamak olur.
Karmaya inananların çoğu iyi eylemlerin iyi şeylere yol açacağını düşünür. Fakat bu pek de doğru olmayan bir düşünce zannımca. Yapılan fedakarlıklar ve iyiliklerin de bir sınırı olmalı. Olmadığı zaman kendi karmanıza girersiniz ve sistem karşınıza sorunlar çıkararak uyarı verir. Başkalarına sonsuz yardımcı olup her şeyin size kendiliğinden gelmesini beklerseniz hayatta gitmeniz gereken yolu unutabilirsiniz. Kendinizi tekamül yolundan alıkoyup start çizgisinde bekleyen ve kendisi dışında herkesi hedefe ulaşması için motive eden bir koşucuya dönüştürürsünüz ve maratondan diskalifiye edilebilirsiniz.
İyi Karma ve Kötü Karma
Karmayı olumlu ve olumsuz olarak ikiye ayırabiliriz. İyi karma başkaları için faydalı olduğumuz eylemlerin sonucudur. Kötü karma başkalarına kasıtlı zarar verdiğimiz eylemlerin sonucudur.
Karmanın farklı boyutları vardır. İnsanlığın varoluşuna kadar uzanan mutlak kader üzerinde büyük etkisi olan sanchita karma ve bu yaşamdaki sebep sonuç ilişkisine dayanan prarabdha karma. Bir de inananlar için bir sonraki yaşamı şekillendiren agami karma.
Peki Nedir Karmanın Prensipleri?
Küçük eylemler büyük sonuçlar doğurabilir.
Sizin için hiçbir önemi olmayan bir söz birini ömürlük incitebilir mesela. Hatalı sollamalar kazaya sebep olup can alabiliyor değil mi? Ya da küçük iyilikler insanların hayatını değiştirebiliyor.
Her ruh kendi karmasından sorumludur.
Başkalarının iyi veya kötü eylemleri sizi bağlamaz. Annenizin, kardeşinizin hatta çocuğunuzun bile.
Sistemi kandıramazsınız.
Yapılan eylemin sonucunda istediğiniz bir şey var ise niyetinize bağlı kalmak zorundasınız. Birinin size sesini yükseltmemesini istiyorsanız onu zorlamamalısınız. Yani burada rol yapmayın.
Karma kendiliğinden ortadan kaybolmaz.
Eylemlerinizin sonuçlarını deneyimleyerek arınmalısınız. Hiçbir astrolog, bioenerji uzmanı, spritüel danışman sizin karmanızı sizin adınıza temizleyemez. Karma farkındalık ve istikrarlı eylemlerle dengelenir.
Sevgi ve farkındalıkla…